Karagöz ile Hacıvat’ın gerçekte yaşayıp yaşamadıkları belli değil . Aslına Bakarsanız Karagöz ile hacivat bir efsanedir . Ne zaman ne ile ortaya çıktıkları ile ilgili kesinlikle veriler ve belgeler yoktur . Ancak efsaneye yönelik ;

karagoz-hacivat

Karagöz ve Hacıvat Bursa’da Ulucami’nin imalatı esnasında çalışan 2 işçidir . Karagöz demirci ustası , hacıvat ise duvarcı ustasıdır . İnşaatın yavaş ilerlemesinden sorumlulukları kalan tutuldukları amaçlı idam edilmişlerdir .

Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan , 2 boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur . Karagöz oynatıcısına kurgusal , hayalbaz denir . Yardımcıları çırak , yardak , dayrezen , sandıkkar’dır . Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır .

Bu 2 karakterin sahiden yaşayıp yaşamadığı , yaşadıysa nerede ne ile içinde bulunduğu kesinlikle olarak bilinmemektedir . Anlatılanlar rivayete dayanır , zira sahiden yaşamış olsalar dahi genellikle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek civarında mühim bulunmamışlardır . Halkbilimciler Karagöz’ün bir takım oyunlarda Çingene olduğunu kendisinin ağzıyla itiraf etmesi , Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi’nin tanıklığına dayanarak Bizans imparatoru Konstantin’in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri sürmektedir .

Bir başka rivayet ise Hacı İvaz Ağa veya halka mal kalan adıyla Hacivat ve Trakya’da yer alan Samakol köyünden demirci ustasıKaragöz , Orhan Gazi devrinde Bursa’da yaşamış cami yapımında çalışan 2 işçidir . Kendileri çalışmadıkları buna benzer başka işçilerin de çalışmasını engellemektedirler . Orhan Gazi’nin , ” cami zamanında bitmezse kelleni alırım ” dediği cami mimarı , caminin zamanında bitmemesine Karagöz ve Hacivat’ı şikayet eder . Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir . Karagöz ve Hacivat’ı birçok seven ve ölümlerine birçok üzülen Şeyh Küşteri , ölümlerinin sonrasında kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar . Bu sayede Hacivat ve Karagöz tanınır .


Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına kurgusal, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkardır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır.

Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır. Halkbilimciler Karagöz'ün bazı oyunlarda Çingene olduğunu kendi ağzıyla itiraf etmesi, Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi'nin tanıklığına dayanarak Bizans imparatoru Konstantin'in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri sürmektedir[1]. Bir diğer rivayet ise Hacı İvaz Ağa ya da halka mal olan adıyla Hacivat ve Trakya'da bulunan Samakol köyünden demirci ustası Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, "cami vaktinde bitmezse kelleni alırım" dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat'ın neden olduğunu söyler. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Karagöz ve Hacivat tanınır.